GörüşmelerYazilar

Pedram Nevai (BÖLÜM 1)

 Son günlerde İran’ın Tebriz şehrinde yaşayan Bahai gençlerden olan Pedram Nevai, hidayet olup Ayetullah Müçtehit Şebusteri’nin ofisinde Ehlibeyt Mektebi’ne katıldığını söyledi. Pedram Nevai Tebriz’de yaptığı konuşmada Bahailiğin iç yüzünü ve neden Ehlibeyt Mektebi’ne katıldığını açıkladı.

Biz bu açıklamayı Emirel Müminin İmam Ali (as) aşıklarına sunuyoruz.

Soru 1 : Kendinizi tanıtınız. Nasıl bahai oldunuz?

Cevap 1 : Ben Pedram Nevai 1986 yılında Tebriz’de dünyaya geldim. Dedem 1979 İran devriminden önce İslam dininden çıkıp bahai oldu. Dedem bahai olduğu için babamda bahai’ydi. Bende babam ve annemin bahai olmasından dolayı bahai olarak büyüdüm. Liseye kadar Tebriz’de okudum. 2008 yılında Üniversite okumak için Azerbaycan’a gittim ve halen Üniversitede diş hekimliği bölümünü okuyorum.

Soru 2 : Çocukluk döneminizden bahseder misiniz?

Cevap 2 : Bahailer çocuklar için ahlak toplantıları yapıyorlar. Bu toplantılarda özel olarak çocukların zihni ve fikri üzerinde çalışma yapıyorlar. Kurslar ve toplantılar sonucunda diploma alıyorlar. Bu kurs ve toplantıların amacı fanatik bahailer ortaya çıkarmaktır ve bu amaca da ulaşıyorlar.

Soru 3 : Bahailer bu toplantılarda hangi konulardan bahsediyorlar?

Cevap 3 : Bu toplantı ve kurslarda bahai tarzı yaşam, bahai inancının ilkleri ile aşina olmak ve diğer bahailikle alakalı konulardan bahsediyorlardı. Bu konuları çocukların anlayacağı şekilde anlatıyorlardı.

Soru 4 : Bahailiğin kurucusu hakkında çocukluktan beri kafanızda oluşan bir şüphe var mıydı?

Cevap 4 : Bahaullahın cesedi İsrail de gömülüdür. Bahailerin kıblesi İsrail’e doğrudur. Bahailer bahaullah’ın mezarına doğru namaz kılıyorlar. Çocukluk zamanından beri aklımda hep şu soru vardı. Bahaullah doğmadan (dünyaya gelmeden) önce Müslümanların kıblesi ne tarafa doğru idi.

Soru 5 : Aklınıza takılan bu sorunun cevabını bulmaya çalıştınız mı?

Cevap 5 : Çocukluğumdan beri aklıma takılan bu sorunun cevabı için araştırmalar yaptım. Önemli bahai bilginlerine sordum. Cevap olarak önemli olanın niyet olduğunu söyledi. Hangi yöne namaz kılarsan kıl önemli değildir dedi. 2

Soru 6 : Bahai bilginin bu cevabı sizi tatmin etti mi?

Cevap 6 : Hayır beni tatmin etmedi. Çocuk olmama rağmen bu cevap bana mantıksız geldi. İslam semavi ve son dindir. Hz. Muhammed (saa) ve Ehl-i beytin buyrukları kıyamete kadar geçerli olan ve değişmeyen hükümlerdir. Bu buyrukları değiştirirsek Allah(cc)’ın dinini tahrip etmiş oluruz. İslam kâmil bir dindir. İslam dini yaşamımızdaki en küçük ayrıntıdan en büyüğüne kadar her şeye değinmiştir. Bu ve geleceğe yönelik ne ihtiyaç olursa olsun, İslam Allah (cc) tarafından gönderildiği için evrenseldir. Ona eklenecek hiç bir şey yoktur. Bahailik böyle değildir. Bahailerin, İsrail de yüce adalet evi diye bir merkezleri vardır. Bu merkezde 9 kişi vardır. Bu 9 kişinin verdiği hükmü Allah tarafından verilmiş gibi kabul ederler ve ona amel etmek farzdır. Bunu öğrenince düşünmeye başladım. Bu 9 kişi hatasız, kusursuz ve Allah tarafından gönderilmiş kişiler değillerdi. Bunlarda hata yapabilir, günah işleyebilirlerdi. Nasıl olurda bunların aldığı karar Allah’tan gelen bir emir olabilir. Bu kişiler bütün Bahailere bu verilen hükümlere amel etmelerini söylüyorlardı. Eğer İslam dinini kendi elimizle değiştirirsek İsrail rejimi gibi olur. İsrail rejimi bugün hiçbir insani unsura değer vermeyerek kadın ve çocukları kolaylıkla kurşuna dizebiliyor.

Soru 7 : Genellikle Allah (cc) tarafından gönderilen dinler gerçekliğini kanıtlamak için geçmiş dinlerden kanıtlar sunuyorlar. Örneğin İslam Peygamberinin adı, Hz. İsa’nın İncilinde mevcuttur. Bütün semavi Peygamberler, Hz. Muhammed(saa)’ın Peygamberliğine ve doğruluğuna şehadet vermiştir. Bahailikte buna benzer şeyler var mıdır?

Cevap 7 : Bahailikte buna benzer şeyler var mıdır diye araştırdığımızda görüyoruz ki Bahailer bazı şeyleri ortaya atıyorlar. Görüyoruz ortaya atılan bu şeylerin hiçbirinin kanıtı yok ve mantığa uygun şeyler değil. İmam Caferi Sadık(as)’a isnat ettikleri bir hadis var. “ Sizin bir ayağınız camide, diğer ayağınız dışarıda olursa ve bir nida gelse İmam-ı Zaman geldi diye. O’nun peşine gidiniz kimdir ve ne zaman gelecektir. “böyle hadisler üzerinden manevralar yapıyorlar.

Soru 8 : Farz edelim ki böyle bir rivayet var ama bu rivayet Bahailiğin haklılığına kanıt mıdır?

Cevap 8 : Hayır, rivayette O’nun peşine gidiniz kimdir ve ne zaman gelecektir diyor. Bu rivayetten Bahailik hususunda bir şey çıkaramıyoruz.

Soru 9 : Bahailiğin kurucusu Bahaullah’ın sözlerinden ezbere bildiğiniz var mı?

Cevap 9 : Evet biliyorum, bir kaynakta Bahaullah’ın ben Hakkım (Allahım) dediğini yazıyordu. Bu sözü okuduğumda çok şaşırmıştım. Neden böyle bir iddiada bulunuyor. Halbuki ondan daha yüce insanlar böyle bir iddiada bulunmamışlardır. Gerçekte hak olan alim, bilgin ve hekim olan Allah’tır. Başka bir örnek vermek gerekirse Bahailer diyorlar ki Bahaullahın en önemli eseri Ahmet Levhi’dir. Ahmet Levhinde birçok yazım hatası yapılmıştır. Bu hatalar kanıttır ki bu Levhi’nin Allah’a ait olmadığına. Bu Levhi Allah tarafından gönderilmiş veya Allah’ın Peygamberi tarafından getirilmiş olsaydı bu eser hatasız ve kusursuz olurdu.

Soru 10 : Zihninizi bu sorularla meşgul iken cevabını bulmaya çalıştınız mı?

Cevap 10 : Zihnimde oluşan bu soruların cevabını bulabilmek için uğraştım. Vicdanımın rahatlaması gerekiyordu. Bu sorularımı Ehlibeyt Mektebi inancına sahip dostlarıma soruyordum. Onların cevabı beni ikna ediyordu. İnancımın yanlış olduğu kanaatine vardım. Bunda Ehlibeyt dostu kardeşlerimin büyük katkısı vardı. 3

Soru 11 : Sorularınıza bulduğunuz cevaplar doğrultusunda hangi sonuca vardınız.?

Cevap 11 : Bahai olduğum zamanlar bu inancın yanlış olduğunun farkında değildim. Ta ki aklımda sorular oluşmaya başlayıncaya kadar. Dedem ve babam bahai oldukları için bende bahai idim. Zihnimde oluşan sorulara cevap buldukça gördüm ki Bahailik sapıklıktan başka bir şey değil. Ramazan ayında 1. Kadir (ehya) gecesinde Tebriz’de bulunan Ehlibeyt dostlarının ibadethanelerine gittim ve orada Ehlibeyt mektebine katılmaya karar verdim. Doğru yolu bulduğum için çok seviniyordum. Doğru yolu bulduktan sonra Allah (cc)’ ın istediği gibi yaşamı yaşamayı arzuluyordum. Bu benim ruhumun rahatlamasına sebep oluyordu.

Soru 12 : Babanız ve annenizden bahseder misiniz.?

Cevap 12 : Babam Bahai’ydi ama İmam Hüseyin(as)’a özel bir saygısı vardı. Annem ve babam birkaç sene önce vefat ettiler. Onların kefen ve defin işlemleri bahai inancına göre yapıldı ama onların kalplerinde olandan habersiz idim.

Soru 13 : Acaba babanızın bu fırka hakkında soruları var mıydı ?

Cevap 13 : Babamında bazı sorularını babasına soruduğundan haberim vardı. Ama tam olarak bilmiyordum aklındaki tüm soruları soruyor muydu. Çünkü benim dedem ben dünyaya gelmeden önce vefat etmiş.

Soru 14 : Tebriz’de Şia olan dostlarınız var mıdır?

Cevap 14 : Evet vardı. Bazı arkadaşlarım İslam ve Şiilik hakkında güzel araştırma yapmıştı. O dostlarımdan birisi Mehdilik ve İmam-ı Zaman (af) hakkında kapsamlı araştırmaları vardı. Bu araştırmalar sayesinde çok faydalı bilgileri bana veriyordu. O asla kendi düşüncelerini söylemiyor kanıtlarla ve akli delillerle konuşuyordu. Onunla çok faydalı sohbetlerimiz oldu. Keşke tüm Bahailer Şia alimleriyle konuşup hakikati öğrenseler. Ama yazıktır ki yaşamlarını böyle devam etsinler. Böyle yaşamanın hiçbir anlamı ve değeri olmadığını göreceklerdir.

BÖLÜM 2

اطلاعات بیشتر

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

14 − 12 =

Ayrıca kontrol edin
Kapalı
Başa dön tuşu